“Mühim sorularýn cevabý” adýný verdiðimiz bu eserin günümüz Müslümanlarýnýn sýk sýk karþýlaþtýklarý temel, güncel meselelere kitap, sünnet ýþýðýnda ve muhakkik âlimlerin görüþleriyle en uygun, kýsa, öz ifadelerle cevap verme adýna kaleme alýnmýþtýr. Eserde akýllara daha iyi oturmasý ve kalýcý olmasý için soru-cevap metodu takip edilmiþ, bu minvalde yüz yirminin üzerinde soruya cevap verilmiþtir. Ve eserde özellikle tevhit ve akideye dair meseleler ele alýnmýþ daha sonra muasýr Mürcie akýmýnýn þüphelerine kýsa ama doyurucu cevaplar vermiþtir, daha sonra Ýslam’a davetin metodu hakkýnda genel ilkeleri belirtmiþ ve son olarak ta günümüz Müslümanlarýnýn karþýlaþýp ihtilaf ettikleri birçok fýkha dair meseleleri ele almýþtýr.

Bu çalýþmayý, Yüce Allah’tan kýyamette terazimizin iyilik kefesine koymasýný niyaz ediyorum. O, her þeye kadirdir ve icabet edilmeye en layýk olandýr.

Kavram ve ýstýlahlarýn insan hayatýnda önemli bir yeri vardýr. Ýnsanlarýn fikirsel ve inançsal boyutta birbiriyle anlaþabilmelerinin kapýsýdýr kavramlar. Düþüncelerimizin ve dünya görüþümüzün kalýba dökülmüþ ifadeleridir. Onlarla konuþur onlarla anlaþýrýz.

Kavramlarý anlatmak ve onlarý yerli yerinde kullanmak insandaki iç dengenin korunmasýný saðlar. Onlar üzerinde ortak anlayýþa ulaþmak, kiþiler ve toplumlar arasýndaki barýþý çoðaltýr, zenginleþtirir. Kavram kargaþasý zihinsel ve toplumsal gevþemelere ve çalkantýlara yol açar. Kavram kargaþasý eðer dinin tanýmýnda, onu anlamada ve ifade etmede olursa sýkýntýnýn boyutlarý daha da büyük olur. Allah’ýn dinini yanlýþ anlamak, eksik tanýmak onu eksik yaþamaya sebep olur. Bununda zararlarý sayýlamayacak kadar çoktur. Bu kavramlar hele birde dinin temel ve esasýyla ilgili ise o zaman bunun meydana getireceði zarar daha da fazla olacaktýr.

“Bu gün yaþadýðýmýz topraklar üzerinde Ýslam’a vurulan en büyük darbe nesir?” diye bir soru sorulursa buna hiç duraksamadan “kavramlara farklý manalar yüklenerek insanlarýn uyutulmasýdýr” diye cevap vere biliriz.

Allahýn dini olan Ýslam’ýn mücahit sahabe ve onlara tabi olanlar vasýtasýyla dünyanýn doðu ve batýsýný aydýnlatmasý küfür ehlini rahatsýz etmiþtir. Onlar bu nuru söndürmek için akla hayale gelemeyecek metotlara baþvurmuþlardýr. Önce haçlý ordularýyla Müslümanlara karþý savaþ açmýþlar, bu metottan netice alamayýnca da fikirsel çatýþmaya girmiþlerdir. Allahýn kitabýna bir þey yapamayacaklarýný anlayýnca bu sefer tüm mýzraklarýný Rasüllullah (sallalahu aleyhi ve sellem) ’in pak ve temiz sünnetine çevirdiler. Bir taraftan “Ebu Hüreyre yalancýdýr”, “imam Muhammet Zühri Emeviler tarafýndan kullanýlmýþtýr.” Diyerek hadislerin ravilerini itham ettiler. Diðer taraftan da “hadisler birbiriyle çeliþmekte, týp ve astronomi ilmine ters düþmekte” demek suretiyle hadislerin kýymetini Müslümanlar nezdinde yok etmeye çalýþtýlar. Ýþte bu nedenle biz, sünnet-i seniyyenin delil olma yönünü ele alarak müsteþriklerin ve onlarýn çaðdaþ çýðýrtkanlarýnýn sesini kesmek, modern mealcileri reddetmek ve özellikle de ilmi konularda derin bilgiye sahip olmayan sathi Müslümanlarýn mesele hakkýnda bilgilenmesini saðlayarak kurulan bu tuzaða düþmemeleri için böylesi bir çalýþmayý gerekli gördük.

Rabbimden bu çalýþmayý katýnda kabul buyurmasýný ve hidayete vesile kýlmasýný temenni ederim. Amin

Bu eserimizin adý “Kuran ve sünnet ýþýðýnda önemli meselelerin tahlili”dir. Beni bu kitabý yazmaya iten sebep ümmetin imani meselelerin birçoðunda vasat çizgiden çýkýp –Büyük olmayan günahlarda dahi birbirlerini tekfir etmeleri gibi- ifrata(aþýrýlýk) ya da kendilerinin - “Her kim “la ilahe illallah “ der ve ne yaparsa yapsýn cennete gider’’ sözüyle - tefrite (ihmallik) girmelerinden dolayý,

Kuran ve sünnet ýþýðýnda Müslümanlarýn akýllarýný karýþtýran önemli meseleleri, hiçbir fýrkaya meyletmeden taþý gediðine oturtacak bu risaleye ümmetin þiddetle ihtiyaç duymasýdýr.

Usulü fýkýh, kuran ve sünnet ýþýðýnda hayatýný idame etmeye çalýþan her Müslüman’ýn öðrenmesi gerekli olan bir ilim dalýdýr. Bu ilim sayesinde mezhep imamlarýmýzýn kuran ve sünnetten hüküm çýkarma noktasýnda bu iki kaynaða ne kadar itina ile yaklaþtýklarýna þahit olabiliriz. Bu ilim sayesinde mezhep imamlarýmýzýn – kaynaðý bir olmasýna raðmen- ihtilaflara girmeleri ne kadar da doðal olduðunu anlayabiliriz. Bu ilim sayesinde, takip ettiði imamýn metodlarýný öðrenen müminin kalbi huzur ve ferah içinde olmaktadýr.

Bu eser “el-cevabu l-makul an ehemmi mesailil usul” kitabýmýzýn tercümesidir.

Bazý yakýn deðerli kardeþlerim benden hakký beyan edecek, açýk bir þekilde, dinde zaruri meseleleri Ýslami cemaatin herhangi bir fýrkasýna taassup etmeksizin bir risale yazmamý istediler. Zikredilecek hükümlerde ve sözlerin hepsinde akli ve nakli delillere dayanarak bütün Müslümanlara, özellikle davetçilere nasihatte bulunmamý, Ýslam akidesinin temeline baðdaþmayan olaylarýn hadiselerini belirtmemi ve yerilmiþ olan kelam ilminden aslý astarý olmayan felsefi tartýþmalardan uzak kalacak þekilde bir kitap yazmamý benden talep ettiler. Durumlar pek elveriþli olmamasýyla beraber onlarýn isteklerine karþýlýk vermeye çalýþtým. “Ýslam Akidesinin Gölgesinde” adlý kitabý hakký tanýmak isteyenler faydalansýn diye açýk ve zarif, sorulu-cevaplý bir tarzda ve kolay bir üslupla yazdým. Herkes Allah’ýn izniyle aradýðýný bulur.

Þunu da bilmek gerekir ki yazýlan satýrlar belli bir cemaate veya fýrkaya özgü deðildir. Çaðdaþ ve eski yazarlarýn yaptýklarý gibi belli bir grubu veya mezhebi savunmak için de yazýlmamýþtýr. Bilakis bu kitabýn içeriði güneþ gibi hak yolunun açýklanmasý ve inatçý batýlýn yolunu iptal etmek için yazýlmýþtýr.

Bu kitabý kaleme alma sebebimiz kuraný ve sünneti en iyi þekilde anlamak için okunan þeri ve derin ilimleri tam anlamýyla kavramak amacýyla yazýlmýþtýr. Bu eser ile gayemiz ilim talebelerinin derin bir ilme sahip olmalarýný hedeflememizdir. Allah bizi ve sizi ilim sahibi, ilimi öðrenen, ilimi ve ilim ehlini sevenlerden eylesin.

Rabbimizin Nahl suresinin 125. Ayetinde “Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öðütle çaðýr ve onlarla en güzel þekilde mücadele et ” emrine dayanarak ve Ýslami fýrkalar arasýnda toplanmak ve beraber olma yerine ayrýlýðý ve çatýþmalarý görünce, hâlbuki peygamber efendimiz hadisinde: “Cemaatleþin Allahýn eli cemaatin üzerindedir” buyurduðu halde bu durumu ve davetçilerin konuþma tarzýnda bilinçsiz davranmalarý ve konuþma, tartýþma kurallarýna riayeti azaldýðýndan ötürü ümmetime bu eseri yazmaya karar verdim. Allaha bu çalýþmamamýzý kendisi için kýlsýn. Amin